Şimdiii, şöyle yanı başıma gel cancım...
1) Bu Ahmet neden mezarlıktan hastaneye gidiyor? Bunu hastaneye ne götürüyor?
2) Güzin ile Ahmet çat diye tanışmaları inandırıcı değil. Bunuları daha önce karşılaştır...
* Ahmet'in hastaneye Salih öldükten sonra gitme nedeni nedir? (soru bu)
3) Düşündüğün final karakterleri güçsüzleştiriyor. Başından beri birbirleriyle çatışan güçlü karakterleri öyle bir rakı masasında uysallaştıramazsın. Finali değiştir (neden bir tajedi olmasın, üstelik o boyalı tabancayla, Ahmet Erol'u kurtarmak isterken ikisi de ölsün mesela ahah mesela yani )
4) Seninki bir aşk hikayesi değilse motaivasyon olarak aşkı kullanma. Sıçıyorsun. Deniz karakterini at hikayeden... Ahmet ile Erol'un savaşı olsun bu... Çapraz bir aşk hikayesi olmasın.
"sen hiç aşık olmamışşsın lan" dedi mehmet abi. "ben senin yaşındayken ne aşk hikayeleri yazardım. Aşk dediğin ayrılıkta başlar filan diye devam etti" dedim; " evet ben hiç aşık olmadım". Bunu derken çok ciddiydim. inandı bana hatta ben de kendime inandım
Ha bir de böyle yani benim hikayemdeki gibi; biri birinin annesine diğeri de onun oğluna(bunun daha kolay bir tasviri de var tabii) aşık olan bir tiyatro oyunu varmış... zaten varmış....
18 Ağustos 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder