28 Ağustos 2009 Cuma
o değil de, bu aralar ( bu aralar dediğim aylardan beri) izleyip de işte bunu beğendim dediğim bir film olmadı. tarantino bile beni tatmin edemediyse... gerçekten çok huysuz olmalıyım. hanake ve park abilere çok iş düşecek. özellikle thirst'ü bir celladın kurbanını izlediği gibi izleyeceğim... en küçük bir yanlışında kurban edeceğim şerefsizi. zaten yarın öbür gün olur da karşılaşırsak park abiyle iki çift laf diyeceğim olmalı... iki eleştiri... iki sizin filmde de şu vardı (bıyık altından gülerek ve yamuk bir ingilizce ile), neydi o üstadım, cümlesi... söylenmeli.
aslında dolu dolu bir gün geçirdim, mamet okudum iki tane film izledim duş bile yaptım...
ama hep cansıkıcı şeyler gözüme battı. davit mamet'in okuduğum bu kitabının çevirisi o kadar kötü ki. orjinalini bulmalıyım neden ki önemli bir kitap. ayrıca izlediğim iki film (biri magnolia diğeri de zift) bariz kötü filmlerdi. yüzüne boya sürmüş sivri burunlu kemik suratlı cilve yapan genç kızlar gibiydiler. e beğenenleri çok olur. ayrı c a da banyoda suyu asla istediğim ılıklığa getiremedim. sivri burunlu kısa boylu koca kafalı huysuz genç bir oğlanım.
ama hep cansıkıcı şeyler gözüme battı. davit mamet'in okuduğum bu kitabının çevirisi o kadar kötü ki. orjinalini bulmalıyım neden ki önemli bir kitap. ayrıca izlediğim iki film (biri magnolia diğeri de zift) bariz kötü filmlerdi. yüzüne boya sürmüş sivri burunlu kemik suratlı cilve yapan genç kızlar gibiydiler. e beğenenleri çok olur. ayrı c a da banyoda suyu asla istediğim ılıklığa getiremedim. sivri burunlu kısa boylu koca kafalı huysuz genç bir oğlanım.
18 Ağustos 2009 Salı
Şimdiii, şöyle yanı başıma gel cancım...
1) Bu Ahmet neden mezarlıktan hastaneye gidiyor? Bunu hastaneye ne götürüyor?
2) Güzin ile Ahmet çat diye tanışmaları inandırıcı değil. Bunuları daha önce karşılaştır...
* Ahmet'in hastaneye Salih öldükten sonra gitme nedeni nedir? (soru bu)
3) Düşündüğün final karakterleri güçsüzleştiriyor. Başından beri birbirleriyle çatışan güçlü karakterleri öyle bir rakı masasında uysallaştıramazsın. Finali değiştir (neden bir tajedi olmasın, üstelik o boyalı tabancayla, Ahmet Erol'u kurtarmak isterken ikisi de ölsün mesela ahah mesela yani )
4) Seninki bir aşk hikayesi değilse motaivasyon olarak aşkı kullanma. Sıçıyorsun. Deniz karakterini at hikayeden... Ahmet ile Erol'un savaşı olsun bu... Çapraz bir aşk hikayesi olmasın.
"sen hiç aşık olmamışşsın lan" dedi mehmet abi. "ben senin yaşındayken ne aşk hikayeleri yazardım. Aşk dediğin ayrılıkta başlar filan diye devam etti" dedim; " evet ben hiç aşık olmadım". Bunu derken çok ciddiydim. inandı bana hatta ben de kendime inandım
Ha bir de böyle yani benim hikayemdeki gibi; biri birinin annesine diğeri de onun oğluna(bunun daha kolay bir tasviri de var tabii) aşık olan bir tiyatro oyunu varmış... zaten varmış....
1) Bu Ahmet neden mezarlıktan hastaneye gidiyor? Bunu hastaneye ne götürüyor?
2) Güzin ile Ahmet çat diye tanışmaları inandırıcı değil. Bunuları daha önce karşılaştır...
* Ahmet'in hastaneye Salih öldükten sonra gitme nedeni nedir? (soru bu)
3) Düşündüğün final karakterleri güçsüzleştiriyor. Başından beri birbirleriyle çatışan güçlü karakterleri öyle bir rakı masasında uysallaştıramazsın. Finali değiştir (neden bir tajedi olmasın, üstelik o boyalı tabancayla, Ahmet Erol'u kurtarmak isterken ikisi de ölsün mesela ahah mesela yani )
4) Seninki bir aşk hikayesi değilse motaivasyon olarak aşkı kullanma. Sıçıyorsun. Deniz karakterini at hikayeden... Ahmet ile Erol'un savaşı olsun bu... Çapraz bir aşk hikayesi olmasın.
"sen hiç aşık olmamışşsın lan" dedi mehmet abi. "ben senin yaşındayken ne aşk hikayeleri yazardım. Aşk dediğin ayrılıkta başlar filan diye devam etti" dedim; " evet ben hiç aşık olmadım". Bunu derken çok ciddiydim. inandı bana hatta ben de kendime inandım
Ha bir de böyle yani benim hikayemdeki gibi; biri birinin annesine diğeri de onun oğluna(bunun daha kolay bir tasviri de var tabii) aşık olan bir tiyatro oyunu varmış... zaten varmış....
14 Ağustos 2009 Cuma
günlerden beri cihat'ın çekeceği vampir filmini dinliyorum, vampir hikayeleri düşünüyorum kafamda freud'dan nevrotik alışkanlıklardı, evrelerdi, anal tutucu / bırakıcı gibi psikolojik şeyler okuyorum... Neyse sonuç olarak bir şey eksik bu kurtadam ve vampir filmlerinde, yüzeysel olan basit olan bir taraf var. Kolaya kaçmaca var. Az sonra izleyeceğim (evet ilk defa izleyeceğim) interview with the vampire isimli filmde, ısınamadığım tarafı kabak gibi göreceğim sanırım.
12 Ağustos 2009 Çarşamba
10 Ağustos 2009 Pazartesi
içimde zaptedilmez bir kırma isteği
dizginlerini koparan bir at sanki bu
soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
bütün gençliğim böyle geçip gitti işte
ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim.
ahmet telli hakkında daha sonra konuşacağız...
dizginlerini koparan bir at sanki bu
soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
bütün gençliğim böyle geçip gitti işte
ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim.
ahmet telli hakkında daha sonra konuşacağız...
2 Ağustos 2009 Pazar
benimkisi bir aşk hikayesi değil.
Erol annesine aşık değil. Hatta onu yıkamak zorunda kalması çok üzücü. Kusmuğunu temizlemesi... Bunların hepsi onun için çok ağır. Peki, neden Hatice'nin bu işleri yapmasına izin vermiyor? Neden başkasına güvenmiyor annesini? Birisini mi bekliyor? Sadece annesinin değil kendisinin de muhtaç olduğu o adamı bekliyor. Oedipal temalarla oynuyorum burada. Sanırım tersine çeviriyorum. Şöyle düşündüm Erol, annesi ile evlenmeye mecbur bırakılıyor. İster istemez onunla cinsel deneyimler yaşıyor (onu yıkamak zorunda kalması) ve onu kocasıymış gibi sahip çıkmak zorunda kalıyor. Bu durumda Ahmet onun için bir kurtarıcı, potansiyel bir baba, annesi için koca. Fakat annesini yabancı bir adama emanet etmesi kolay değil. Sonuçta Ahmet'in kızı Deniz bunu kolaylaştırıyor. Ahmet Deniz'le yatarken (kabaca) aslında annesini artık Ahmet'in yıkamasına razı oluyor!
ya da şöyle şöyle, dağılmadan yazalım;
1) Erol Ahmet'i istemez. Çaresiz bir halde hastanede ölüm kalım savaşı veren annesini bu adama kaptırmaya niyeti yoktur. Annesi onun her şeyidir. Yaşama nedenidir. Ahmet gibi aç kurtların annesinden faydalanmalarına asla izin veremez.
Ahmet de Erol'un kendisine olan sert tepkisine aynı sertlikte cevap verecektir. Nitekim Erol'un annesi Güzin'e gün geçtikçe bağlanmaktadır. Diğerlerine ve hatta eski karısına duymadığı bir bağlılıktır bu. Aşık olmuştur ve bu kadından onu kimse, Güzin'in oğlu bile olsa uzak tutamaz.
* Burada Erol ve Ahmet aynı karakterlere sahip iki çocuktur. Erol 19 yaşında Ahmet ise 57 yaşındadır. Bu çocuklardan biri diğerinden daha olgun değildir ve hiç bir zaman birbirlerini alttan alamazlar. (İlk önce inatçı keçiler gibi birbirlerine toslamaları lazım)
2) Erol, Ahmet'in kızı Deniz'i görürgörmez aralarına kalın bir duvar çekmeye niyetlenir. Nitekim Deniz'e göstereceği hoşgörüyü Ahmet'e göstereceği bir taviz olarak değerlendirir. Fakat Güzin'in Ahmet'e verdiği huzuru ve yaşama çoşkusunu Deniz de Erol'a verecektir. İster istemez Erol Deniz'e yakınlaşacak ve aralarında bir ilişki başlayacaktır.
* Erol Deniz'le olduktan sonra Ahmet'e karşı tavırlarında yumuşama görülecektir. Birbirlerini olabildiğince görmezden gelmeye başlarlar.
3) Aslında Ahmet, Erol'un koruyucu baba figürüdür. Erol ise Ahmet'in özlemini çektiği ailenini anahtarıdır. Onu oğlu gibi kollamalı ve ona sahip çıkmalıdır. Güzin ile oluşturacağı aile bunu gerektirmektedir.
4) (Finale doğru giderken son tetikleyici sahne) Ahmet, Erol'u kötü adamların elinden kurtaracaktır. Daha sonra bir rakı masasında baba ve oğul olduklarını tescilleyecekleridir.
* İki erkek birbirlerine karşı belli bir süre nötr kalmışlardır. Bu bir bekleyiştir aslında bir adım atılması beklenmektedir. Bu adımı Ahmet atacaktır.
önerme: erkekler, kurtuluşlarını başkalarının kadınlarında bulurlar.
drama; hayatın durağan kısımları atıldığında geriye kalandır.
bir de üşenmesem...
ya da şöyle şöyle, dağılmadan yazalım;
1) Erol Ahmet'i istemez. Çaresiz bir halde hastanede ölüm kalım savaşı veren annesini bu adama kaptırmaya niyeti yoktur. Annesi onun her şeyidir. Yaşama nedenidir. Ahmet gibi aç kurtların annesinden faydalanmalarına asla izin veremez.
Ahmet de Erol'un kendisine olan sert tepkisine aynı sertlikte cevap verecektir. Nitekim Erol'un annesi Güzin'e gün geçtikçe bağlanmaktadır. Diğerlerine ve hatta eski karısına duymadığı bir bağlılıktır bu. Aşık olmuştur ve bu kadından onu kimse, Güzin'in oğlu bile olsa uzak tutamaz.
* Burada Erol ve Ahmet aynı karakterlere sahip iki çocuktur. Erol 19 yaşında Ahmet ise 57 yaşındadır. Bu çocuklardan biri diğerinden daha olgun değildir ve hiç bir zaman birbirlerini alttan alamazlar. (İlk önce inatçı keçiler gibi birbirlerine toslamaları lazım)
2) Erol, Ahmet'in kızı Deniz'i görürgörmez aralarına kalın bir duvar çekmeye niyetlenir. Nitekim Deniz'e göstereceği hoşgörüyü Ahmet'e göstereceği bir taviz olarak değerlendirir. Fakat Güzin'in Ahmet'e verdiği huzuru ve yaşama çoşkusunu Deniz de Erol'a verecektir. İster istemez Erol Deniz'e yakınlaşacak ve aralarında bir ilişki başlayacaktır.
* Erol Deniz'le olduktan sonra Ahmet'e karşı tavırlarında yumuşama görülecektir. Birbirlerini olabildiğince görmezden gelmeye başlarlar.
3) Aslında Ahmet, Erol'un koruyucu baba figürüdür. Erol ise Ahmet'in özlemini çektiği ailenini anahtarıdır. Onu oğlu gibi kollamalı ve ona sahip çıkmalıdır. Güzin ile oluşturacağı aile bunu gerektirmektedir.
4) (Finale doğru giderken son tetikleyici sahne) Ahmet, Erol'u kötü adamların elinden kurtaracaktır. Daha sonra bir rakı masasında baba ve oğul olduklarını tescilleyecekleridir.
* İki erkek birbirlerine karşı belli bir süre nötr kalmışlardır. Bu bir bekleyiştir aslında bir adım atılması beklenmektedir. Bu adımı Ahmet atacaktır.
önerme: erkekler, kurtuluşlarını başkalarının kadınlarında bulurlar.
drama; hayatın durağan kısımları atıldığında geriye kalandır.
bir de üşenmesem...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)