29 Nisan 2009 Çarşamba

annesinin oğlu babasının kızı

Ahmet, Güzin'e nasıl yaklaşmalı?
öyle usul tanışma anları yaratmalıyım ki afedersinizden farklı olmamalı...

Kelimeler değil olabildiğince öznel anılar araç olabilirler örneğin.

geçen ayla hoca karakterelerinizle duygusal bağ kurmanız gerekiyor dediğinde hıh yaptım. neden ki o sabah, otobüste son sahnesini yazmıştım aklıma hikayenin.

Ahmet konuşacak, Erol susacak.

a)sana bir iş bulalım, araştıracağım çevreden...
e)tamam, sağol.
a)takılma o oğlanlara artık...
e)hıhı
a)okul kaydını yenile bu dönem, bitsin bir an önce.
e)tamam
a)güzel, vize işlerini ben halledeceğim, bayram tatilinde gideceksin Deniz'in yanına.
b)tamam
a)annenle evlenmek istiyorum.
b)tamam

gibi bir şey... danışıklı dövüş - alış veriş.

annem biz malmıyız dedi ana fikirden bahsedince.
kötü bir şey değil bu. kelimelerin baktığı tarafa bakmak lazım bazen, yüzlerine bakıp dinlemek lazım onları. Siz sürekli duyduklarınızla yetiniyorsunuz böylece kelimeler kulaktan kulağa oyununda olduğu gibi eğrilip büzülüyor sahip olabileceği nice anlamı sahiplenmelerine izin verilmiyor.
o yüzden bu bir hakaret olmayacak tam tersine kadınlar daha çok sevecek bu öyküyü eminim.

biz romantik köpekler kötü olamayız ki! Görmüyor musunuz bizi bencil oğullarınızı (babalarınızı) süregelen bir alışveriş sistemi ile var etmeye devam ediyorsnuz sadece. Bir köpeğin sahibine muhtaç olduğu kadar muhtacız size, böyle mutluyuz.

Hiç yorum yok: