19 Nisan 2010 Pazartesi

iki farklı mekan iki başarısız şiir.

Bencil

(tek isteğim şey; beni ısıtman)
açık balkon kapısından yatağımıza süzülen
(en son istediğim şey; kapının çarpması)
şu serin yaz esintisi üşütmese bacaklarımı,
(en son istediğim şey; karnımın ağrıması)
uykunu bölmek pahasına
(en son istediğim şey; uyanman)
seni kendime çevirip
(en son istediğim şey; uyumaya devam etmen)
bacaklarının arasına sokar mıydım bacaklarımı?
(en son istediğim şey; tekrar sırtını dönmen)

bana sırtını dönmek istedin.
eğer üşümeseydim dönmene izin verir,
bacaklarımı yatağın soğuk kısımlarına doğru kaydırır
ve kürek kemiklerinin arasından öperdim.
sabaha kadar uyandıramazdı bizi rüzgar estikçe önüne koyduğumuz mumluğa çarpan balkon kapısı
ya da karın ağrısı.

yağmur mu başladı?
(en son istediğim şey; yağmurun başlamasıydı)



Ağustos 2008 ( Validebağ)


Üçüncü

Üç çizgi çek biri kalbine dokunsun.
Üç kelime söyle ezberimde kalsın hep.

Üç kere aşık oldum ben her
Üç bin defa öldüm dediğimde.
Üçümüz ben sen ve biz
Üç günlük bir tatil dönüşündeyiz.
Üç parmağınla dokunduğun
Üç sayfa sonra
Üç kişinin üçüncüsü
Üçüncü hangisi demeye kalmadan
Üç günlük yoldan gelmiş kadar yorgun olanı
Üç kere vurulacak.
Üç hakkın üçü de
Üçüncülük için savaşır
Ölüm en sıradan üçüncü için.
Tek allahın hakkı için...

Üç çizgi çek biri kalbine dokunsun.
Üç kelime söyle ezberimde kalsın hep.

Parmaklarını ve dudaklarını hasretle anıyorum.
Dün, bugün ve artık diyebiliriz ki yarındır
Belki Üç, üç buçuk gündür
Bizi, seni ve kendimi öldürmeyi planlıyorum.


Nisan 2010 (Rotterdam-Amsterdam Treni)



Hiç yorum yok: