26 Eylül 2009 Cumartesi
publikumsbeschimpfung
Neyi biliyorsunuz ağzına sıçtıklarım, "biçim içeriği, içerik de biçimi koşullandırır. özellikle içeriğe ya da özellikle biçime ağırlık veren yapıtların okuru çoşturduğu (puslu kıtalar atlası), yazın budur işte dedirttiği çok olmuştur kuşkusuz. gene de bu tür yapıtların çekiciliği hep aynı biçimde sürüp gitmemiş geçici bir işlevle sınırlı kalmıştır." (ama lafım sana handke, sanat yalnızca bir biçim değildir. )...(parantez bana aittir.)... çok sıkıldığımdan ne dediğimi farkına bile varmak istemiyorum. bugün alkol almadığım için başım ağrıyor. televizyonun sesini duyuyorum. şu, salak yarışma programında dilenenlerden birisinin (kuzenim de onlardan biri olmak üzere sanırım) daha eli boş kaldı galiba ki anneannem efekt verdi: GİTTİ, AHA GİTTİ. odamdan anneannem'e kıs onun sesini lütfen diye bağırıyorum bazen. acaba bu yakarışımı duyan üst veya alt komşular ev yaşantımız hakkında ne düşünüyorlar diye düşünüyorum. anneanneme kızmıyorlardır umarım. bana kızsınlar ona gerizekalı dedim öğlen. ama bunu komşular duymadı. gerçi herkese gerizekalı diyorum bugünlerde. neyse daha fazla yazamayacağım. hayır, gidip anneannemden özür de dilemeyeceğim. ben çok kötü bir insan oldum bugünlerde, tam dayaklığım.
12 Eylül 2009 Cumartesi
Kütüphanemden çıkan gizleri çok seviyorum.
şimdi, 78 tane şiir kitabından itiraf ediyorum ki hiç içini açıp da bu da kimmiş ki diye bakmadığım kitaplar yok değil. Var.
Neyse bugünün şanslısı Ahmet Telli Abi.
bakın ne demiş kendisi:
kapağı açılmamış kitaplar
unutulmuş aşklar gibidir
kitaplardan söz edelim
ve onların gizli kalmış
sessiz tadlarından
şimdi, 78 tane şiir kitabından itiraf ediyorum ki hiç içini açıp da bu da kimmiş ki diye bakmadığım kitaplar yok değil. Var.
Neyse bugünün şanslısı Ahmet Telli Abi.
bakın ne demiş kendisi:
kapağı açılmamış kitaplar
unutulmuş aşklar gibidir
kitaplardan söz edelim
ve onların gizli kalmış
sessiz tadlarından
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)